EGE, 1 EYLUL'DE İLK KEZ KENDİ BAŞINA YURUDU...

AİLEYE BUNALIM YAZISI



36 yaşındayım. Defne Joy Foster 32 yaşındaymış. Benden tam 4 yas küçük... 4 koca yıl daha küçük... Birçoklarımız bu tür olaylar olduğunda hatırlarız ölümü... Trafik kazası olunca... Ani kayıplarda...
"-- Aaaaa evet! ölüm diye bir şey var!.. Allah korusun bize gelmesin!" der, aslında, asla bize bu kadar erken yaşta gelmeyeceğine inanarak yolumuza devam ederiz. Ancak genç, yaşlı, çocuk dinlemez ölüm; biliriz.
"--Ya gelirse?" dedim ben hep. Ya gelirse dedim, ama ailem için... Gelirse ne yaparım... O gün ne yaparım bilmiyordum hep... Ama bildiğim ve emin olduğum tek şey vardı... Daha fazla vakit geçirmek. Daha fazla paylaşmak, daha fazla yaşamak, daha fazla bilmek... Ölüme engel olamam ama yaşanan süreyi gerçekten yaşadığıma emin olabilirim. Dolu dolu...

Bu nedenle benim kendime ait önemli ya da önemsiz bir nedenden dolayı başkalarından çalacak bir zamanım olmadı hiç... İsteyen herkese, talep eden her kim olursa olsun zaman ayırdım. Geriye dönüp baktığımda pişman olmamak için. Geriye dönüp baktığımda acı çekmemek için. Onlar gittiğinde onlara ihtiyacım olduğu an teselli bulabilmek için. Ve eğer ölen ben isem karşımdakine zaman verdiğim için, ona hatırlayacak daha fazla anı, bilgi, deneyim, deneyimsizlik, yaşanmışlık, kahkaha, hüzün, hatalar, doğrular, söylemler, deyimler, dedikodular bıraktığım için… Gelemem, yapamam, gidemem demedim. İşim var uğraşamam demedim. En çok benim istediklerimi yaparsan varım, isteklerinde olmayabilirim hissini vermedim.

İnsan her şeyden öncelikli oldu benim için. Bir yandan da dünyadaki hiçbir ödülün, birinin benden beni talep etmesi kadar değerli olamadığını düşündüğüm için. Abartılmış örnekler bile yaşattı bu duygu bana. Yıllarca, geceleri yanında oturup televizyonda onun izlediklerini izlememden tatmin olan bir anneyi üzmemek, kızdırmamak veya kırmamak adına; kitap okumayı, film izlemeyi, internete girmeyi kısacası özelimi yapmayı bir kenara itmeyi başarmış bir evlat olarak bunları söylüyorum. İnsanların yanında olmak için ısrar etmedim elbette ama isteyen için hep orda oldum. Görmezden, duymazdan, anlamazdan gelmedim. Bana değer verip benim zamanımı isteyene, fikrimi, düşüncelerimi sorana yanıt vermekte tatminlerin en büyüğü oldu. Bana pek çok şey kaybettirse bile…

Herkesle anlaşalım, fikirlerde buluşalım, birbirimizin her dediğini kabul edelim, böylece o kişi ölürse vijdan azabı çekmeyelim demiyorum. Birlikte yaşarken ortak müşterekte anlaşıp, saygı duymak her aklı başında insanın görevi zaten. İki insanın birbiriyle çekişmesinin, aynı fikirde olmamasının, kavga etmesinin hiç bir önemi yok bence ölümlerde... Çünkü kavga ya da tartışma yapabilmek bile bir paylaşımdır ve bir zamanı paylaşmaktır. Asıl olan, kafanla, beyninle, duygularınla, sözlerinle mevcudiyetinin tamamıyla hayatı birlikte yaşamaktır. Bir değil; çift, üç, beş olmaktır yaşamak…

Böylece kolaylaşır, güzelleşir hayat… Ölümün ardından tek kalınca sahip olduğun güzelliklerin anlamı var mıdır? Tek başına şarap içmenin, film izlemenin, mısır patlatmanın, ağlamanın, gülmenin koskoca bir yalnızlıktan başka bir anlamı var mıdır? Böyle yaşamanın zevkli ve yeterli olduğunu düşünen ve hisseden nasıl bir canlıdır.

Tek kişilik yapılan her türlü eylem abartıldığında bencilliktir bence. Ve bir de “-- Benim kararlarımı uygula, benim doğrularımı kabul et ve yaşa bunun bedeli olarak bende seninle zamanımı paylaşayım” demek. Bencilliğin tek bedeli vardır; ölenlerin ardından bakakalmak. Daha bir şeyler yaşayacaktık, sana soracaklarım vardı, öpecektim seni, birazdan sarılacaktım demektir, bencillik. Bencillik; gelecekte yapmayı isteğin şeyleri elde etmeye çalışırken yalnızlaştırdığın insanları kaybettiğinde o planları yalnız başına yaşayacak olmayı göze almaktır kuşkusuz.

Bugün hala yukarıdaki düşüncelerimde bir değişiklik olmadığın fark ettim Defne Joy Foster'in ani ölümünü duyduğum zaman. Ama tüm bu düşüncelere koskoca bir artı eklenmişti. EGE…

Ege doğduğundan beri içimde yanan ateşi bir kez daha fark ettirdi bende bu ölüm. Artık duyduğum ölüm korkusunu kendim içinde hissediyorum; hatta içime sinmiş, damarlarıma yerleşmiş hatta beni fethetmiş. Ben çok değerliyim. Ben ölmemeliyim. Aynı Defne gibi bir oğlum var benim. Hayatta vazgeçemem dediğim sigaradan bile beni uzak tutan oğlum var benim. Daha yeni dişi çıkan tek dişli canavarım var benim. Okullarını bitirdiğini, evlendiğini, çocuklarının olduğunu görememeyi, bütün bunlar olurken ona destek olamamayı bir tarafa bıraktım. Diğer dişlerinin çıktığını görememek, canı yanarken oyun oynayarak onu oyalayamamak düşüncesi bile beni çileden çıkarmaya yetiyor. Oğlum mahsun bakmamalı. Mahsun olmamalı. Ana, baba sevgisi olmadan solmamalı. Kimsenin bana değer vermesine ihtiyacım yok çünkü ben değerliyim. Çok değerliyim, çünkü ben artık bir ebeveynim. Sorumluluğum sadece onu büyütmek, yetiştirmek değil. Ona olabildiğince benimle geçirebileceği zamanı vermek. Ve bu diğer sorumluluklarımdan bile önemli. Benimle doya doya oynamalı, konuşmalı, paylaşmalı. Eğer benim dışımda, engel olamayacağım bir şey olursa diye bu zaman ayırabileceğimden fazla olmalı. Çünkü hayatta en değerli şey o. Ne para, ne pul, hiçbir şey… Bu nedenle beni üzen, beni kıran, beni yıpratan da hiç bir şeye hayatımda yer yok artık. Biliriz ki üzüntü hastalık getirir. Ben oğlumu, oğlumda beni doya doya koklayabilmeli… Allahtan gelen dışında kimsenin süt kokan bir çocuğun elinden bu hakkı almaya da hakkı olamaz zaten.

Gerçekte onu sevgilisinden, karısından kıskanacağım koskoca bir yalan. O mutlu olmalı. Önce ailesi sonra hayat arkadaşı ve çocuklarıyla… Bu mutluluğu bizimle yaşayacak, paylaşacak ama en önemlisi içinde yaşayacak herkeste yanımızda olmalı. Bütün sevdiklerimiz yaşamalı, yaşatmalı… Allah bana bir mucize ve bir hediye verdi. Allahtan diliyorum; tüm sevdiklerim ve bizim için zamanından önce ölüm olmasın. Mutsuz eden her şey uzak dursun… Çocuklarımız uzun ömürlü ve sağlıklı olsun. Ve en büyük duam evlat acısıyla sınatmasın…

Eğer gününden önce gidersem beni ona hep anlatın tamam mı? En çok parmağını emmesini seviyorum… Bi de banyo yaparken… Bi de ayakları çıplakken… Bi de……..